İzleyiciler

26 Kasım 2009 Perşembe

İstanbul Yağmurlarda

Bin yağmurlu geceden birindeydi
Ben öyle aşık oldum İstanbul'a
Sokaklarında bir ayyaş, sümüklü bir leş
Sönmüş bir ateşin yakamozu gibi
Düştüm hiç üşenmeden her karakola

Gizli bir cadde olur da
Geçemez mahrum kalırsam diye
Sürgün bir yaprağın kadim dillerinde
Seslendim durdum, ama ağlamadan
Tütünlere besteler yazdım
Onlarda tutuştular ciğerlerime

Çakmak gibi çakan benim yıldızlarım
Ama yanlızca kendi gözlerimde
İstanbul edepsiz bir kılıktayken hele
İstanbul yanlızken
Benim gözyaşlarımdır dönüşen sele

Halbuki ne bir bekçi köpeğiyim
Ne de karabaşlı süvarilerden biri
Ellerim kar kürekleri
Soğuk ve ezgisiz bir melodi onlar
Ama sesleri uzak, en uzak yıldızlar kadar

Yorgunluk dizlerimde gezinir artık
İstanbul yine gizemli
Mezar taşlarımı ödünç verdim
Yağmalayın beni
Unutulmuş şehrin unutulmuş adamı;
Bir papatyanın gölgesine gömün sarhoş bedenimi

Hiç yorum yok: